Emine Erdoğan, "Dünya Şehirler Günü" programına katıldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Herkes için sürdürülebilir kentsel geleceğin finansmanı" temasıyla düzenlenen "Dünya Şehirler Günü" programına katıldı.
Birleşmiş Milletler İnsani Yerleşim Programı UN-Habitat tarafından her yıl farklı bir kentte kutlanan ve bu yılki kutlamalar kapsamında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayesinde Üsküdar Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen "Dünya Şehirler Günü" programındaki konuşmasına, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'de gerçekleştirdiği acımasız saldırılarda hayatını kaybeden Filistinlilere Allah'tan rahmet dileyerek başlayan Emine Erdoğan, insanlığın çok karanlık günlerden geçtiğini, masum insanlara yönelik günlerdir aralıksız devam eden saldırıların, vicdanlarda onulmaz yaralar açtığını ifade etti.
Emine Erdoğan, kadın-çocuk, yaşlı-genç, Müslüman-gayrimüslim ayırt etmeksizin, hak hukuk gözetmeksizin, dünyanın gözü önünde bir kıyım gerçekleştirildiğini belirterek, "Filistin'de yalnızca siviller hayatını kaybetmiyor, insanlığın ortak vicdanı ve ortak umudu da pervasızca yok ediliyor. Nefretin, savaşın ve düşmanlığın hızla yayıldığı bugünlerde barış ve adaleti tesis edecek, birlikte yaşama kültürünü pekiştirecek girişimlere hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var. Bu zulmün bir an önce sona ermesini, bölgenin barış ve huzura kavuşmasını yürekten diliyorum" diye konuştu.
Konuşmasında, şehirleri "insanın medeniyet yolculuğunda geliştirdiği düşünce birikiminin bir ürünü, anlam dünyasının bir tezahürü" şeklinde tanımlayan Emine Erdoğan, şehirlerin yalnızca bireyleri bir araya getirmekle kalmadığını, sakinlerinin ortak geliştirdiği kültür ve medeniyeti de somut bir biçimde ortaya koyduğunu, bu düşünceyle şehirlerin, yaşayanlarının kimliğinden bağımsız düşünülemeyeceğini aktardı.
Emine Erdoğan, kentleşmenin durdurulamaz bir hızda arttığı modern dünyada şehirlerin öneminin farklı bir boyut kazandığını belirterek, araştırmaların 2050 yılına kadar her 10 kişiden yedisinin şehirlerde yaşayacağını ortaya koyduğunu dile getirdi.
Hızlı kentleşmenin birçok kriz ve sınamayı da beraberinde getirdiğini aktaran Emine Erdoğan, bunun ortaya çıkardığı en önemli sorunlardan bir tanesinin dünyayı "kaynayan bir küreye" çeviren iklim değişikliği olduğuna dikkati çekti.
Dünü ve geleceği konuşmaktan ziyade şimdiye odaklanmak gerektiğini vurgulayan Emine Erdoğan, "Çevremizi hızla dönüştüren iklim krizi ve beraberinde getirdiği sayısız soruna karşı ise elimizde büyük bir güç var, sahip olduğumuz bu an" ifadesini kullandı.
Emine Erdoğan, 2030'u beklemeden sürdürülebilirliğin, adaletin ve refahın hüküm sürdüğü şehirleri ve yaşamı herkes için tesis etme vakti olduğunu belirterek bu konuda her insana sorumluluk ve görev düştüğüne işaret etti.
Her sınama ve zorluğun mutlaka içinde bir çözüm ve gelişim potansiyeli de barındırdığını dile getiren Emine Erdoğan, iklim krizini derinleştiren kentlerin, aynı zamanda dünya nüfusunun yarısından fazlasına ve küresel gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 80'ine sahip eşsiz birer potansiyel kaynağı olduğunu söyledi.
Emine Erdoğan, yaşam merkezlerinde yapılacak her değişikliğin, sürdürülebilir ve müreffeh geleceğe doğru atılmış önemli bir adım niteliğinde olduğunun altını çizerek, şunları paylaştı: "Türkiye'de, altı sene önce başlattığımız Sıfır Atık Projesi bizim için bu potansiyelin açık bir ispatı oldu. Geldiğimiz noktada, ülkemizde edindiğimiz kazanımların, sınırları aşarak küresel bir hareketi doğurduğuna şahitlik ediyoruz. Geçtiğimiz sene BM Genel Sekreteri Sayın Guterres ile ilk imzalarını attığımız 'Küresel Sıfır İyi Niyet Beyanı', onlarca devlet başkanı eşi, bakan ve uluslararası temsilcinin parçası olduğu bir hayal ortaklığına dönüştü. Bugün artık bir web sitesi üzerinden herkesin imzacı olabildiği beyan, 59 farklı ülkeden binlerce insanın desteğini aldı. Sizleri de öncelikle imza ve ardından atıksız yaşama adım atarak, Sıfır Atık Hareketi'ne destek vermeye davet ediyorum."
Emine Erdoğan, BM Genel Kurulu'nun 105 eş sunucu ülke ile kabul ettiği Sıfır Atık Kararı'na, Türkiye olarak öncülük etmiş olmaktan iftihar ettiğini vurgulayarak, karar neticesinde ilan edilen 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü'nün, dünyayı daha temiz ve yaşanabilir hâle getirmek için ortaya konan tüm çabaların bir nişanesi olduğuna inandığını anlattı.