En Sevdiğim Filmler | Film Önerileri
641-Kefernahum- Bu filmi izledikten sonra epey bir süre kendime gelememiştim. Hayatı sorgulatmıştı o derece ve böylelikle de en sevdiğim filmler arasına girmişti. Her fırsatta insanlara bu filmi izlemelerini öneriyorum. Lübnan'da yaşayan bir göçmen çocuğunun çektiği zorluklar konu ediliyor filmde. Yönetmen Nadine Labaki bundan sonra ne film çekse izlerim. Kalbimde yeri büyük.
2-Ahlat Ağacı- Nuri Bilge Ceylan'ın son filmi. Bir yazarın hayatına odaklandığı ve günümüzde bir yazarın kitap yayınlatmak konusunda çektiği sıkıntıları çok iyi işlediği için inanılmaz sevdiğim bir film oldu kendisi. Bence Nuri Bilge Ceylan'ın da en iyi filmidir. Doğu Demirkol'un oyunculuğu ise takdire şayandır, gariptir. Belki de garip olduğu için güzeldir. Sinemadan sonra eve gelip tekrar izlediğim bir film de oldu bu aynı zamanda.
3-Monte Kristo Kontu- Orta okulda filandım ve bu filmin bizde cdleri vardı, ama filmin ikinci cdsi bozuktu. Tam böyle filmin bitmesine 20 dakika filan kala donuyor, bir daha da çalışmıyordu. Ne kolonyalarla sildim ben o cd'yi fakat işe yaramadı. Bizim oradaki cdcilerde defalarca filmi aradım taradım, ama yok. Yıllar boyunca bu filmi aradım, tuhaftır o zamanlar internette de bulamamıştım. Herhalde arama konusunda amatördüm. Neyse birkaç sene sonra liseye geçtim, Eminönü'nde fuar gibi bir şey düzenlemişlerdi, ama dini kitaplar satılıyordu. Gittim fuarda dolaşıyorum avara avare. Araya bir tane sahaf kaynayıvermiş. Getirmiş kitapları dökmüş. Orada Monte Kristo Kontu'nu gördüm ve aldım. Artık hikayenin sonunu öğrenebilirdim. Bilen bilir acayip kalındır bu kitap, ama felaket de heyecan vericidir. Dumas'yı sevdiren kitap oldu, kitap alışkanlığımı da böylelikle perçinledim. Filmi de üniversitede ancak devam ettirdim. Yani sonunu biliyorum. Ne zaman bu filmi görsem durur üç beş dakika bakarım. Hatrı çoktur.
3-The Trouble With Harry- Hitchcock'un bilinen filmlerinden biri değildir, ama hikaye anlatıcılığı konusunda bana çok şey katmış filmlerdendir. Klasik bir cinayet sorgulaması işlenir, olaylar dallanıp budaklanır ve bir katili bulma yolunda klasik bir Hitchcock filmidir. Çok mutsuz hissettiğim bir zaman diliminde izlemiştim bu filmi ve iyi sanatla mutlu olmuştum.
4-I Stand Alone- Gaspar Noe'nin en sevdiğim filmidir. Bu film, Carne adında kısa filmin meselesini anlatır aslında, ama Carne'den daha meşhurdur. Filmde bir at kasabının darmadağın olmuş hayatını izliyoruz. O kadar sert bir filmdi ve o kadar iyi diyaloglara sahipti ki sanırım bu filmi her sene izliyorum. Bir şey oluyor ve kendimi bu filmi izlerken buluyorum da denebilir. Hayatımız kesişiyor, alın yazım olmuş film.
5-Toprağın Tuzu- Bir fotoğrafçı olan Sebastiao Salgado'nun hayatına göz gezdiriyoruz ve adamın tek başına koca bir coğrafyanın kaderini nasıl değiştirdiğini görüyoruz. Bunu yaparken de ne derece iyi bir fotoğrafçı olduğunu fotoğraf kareleriyle bize kanıtlıyor. Özellikle bu filmden sonra oturup saatlerce Salgado fotoğraflarına baktım. Bence siz de bu filmi izleyince bakacaksınız, izlediyseniz bakmışsınızdır.
6-Star Wars Serisi- Baştan sona sevdiğim bir seri. Hatta vücudumda Obi Wan Kenobi'nin Anakin'e söylediği, "You were my brother Anakin!" sözlerinin dövmesi dahi var. Bir aralar kafayı çok takmıştım. Hala ne çıksa, çıkartsa izliyorum, ama yavaş yavaş hayranlığımın da geçtiğini söylemeliyim. Tabii, kalbimdeki yeri çok ayrı. Her daim de yeri olacak.
7-Star Trek- Star Wars'un arkasına bunu koymak istedim. 2 Saatlik 12 film indirip iki günde bitirdiğim bir seridir kendileri. Özellikle balinaların yok olduğu bir çağa ışınlanma meselesi var ki acayip sevdiğim bir bölüm olmuştu kendileri. Uzay maceralarına olan ilgim bu seriyle daha da tetiklenmişti. Dizilerini izlemedim. Bir ara başladım, ama çok uzun geldiler, başaramadım bitirmeyi.
8-Spartakus- Bu filmi üç cd halinde cd playerdan izlemiştim. Kubrick'in 1960 yılında çektiği bir film. Henüz izlediğim zamanlarda dizisi yoktu ve haliyle Spartakus da bu kadar popüler değildi. Bu filmi izledikten sonra Cnbc-e de Spartakus yayınlanmaya başlamıştı, acayip pornografik bir şeydi. Lisedeydim ben de o zamanlar, birinci sezondan sonra Spartakus'u bırakmıştım. Bu arada Kirk Dougles hayranlığım da tam olarak bu filmden sonra başladı.
9-Chappie- Beni die Antword grubuyla tanıştıran bir film oldu kendisi. Normalde berbat bir film olmasına rağmen felaket sevdiğim bir film. İnsan zihninin robota aktarımı üzerine bir deneme aslında, ama kötü işleniyor. Tabii, Chappie'nin inanılmaz tatlılığı ve die Antword'un garip tiplemeleri filmi benim için acayip sevilir hale getiriyor.
film,film önerileri,film tavsiyesi,film önerisi,film tavsiyeleri,sinema,en iyi filmler,en sevdiğim,filmler,film izle,inan köse,dram,yabancı filmler,yerli filmler,yerli film,yabancı film,star wars,liste,film listesi,yüzüklerin efendisi,vlog